Mirasçılıktan Çıkarma Nedir?
Mirasçılıktan çıkarma (ıskat), murisin saklı paylı bir mirasçısını bazı özel sebeplerle miras hakkından mahrum bırakmasıdır. Bu işlem ancak ölüme bağlı bir tasarrufla (vasiyetname veya miras sözleşmesi) yapılabilir ve Türk Medeni Kanunu’nda (TMK m. 510–513) düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu’nda mirasçılıktan çıkarma iki farklı şekilde düzenlenmiştir:
Mirasçılıktan çıkarma, kural olarak vasiyetname ile yapılır. Vasiyetnamenin resmi, el yazılı veya sözlü türlerinden biriyle çıkarma işlemi gerçekleştirilebilir. Kanunen bir engel olmadığından miras bırakan, mirasçısını miras sözleşmesi ile de mirastan çıkarabilir. Ancak bu durumda vasiyetnameye ilişkin hükümler uygulanır.
Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesine göre, miras bırakan ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını aşağıdaki durumlarda mirasçılıktan çıkarabilir:
1– Ağır Suç İşleme:
Mirasçının miras bırakana veya onun yakınlarına karşı ağır bir suç işlemesi, mirasçılıktan çıkarma sebebidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2016/9952 K. 2018/2354 T. 13.03.2018:”Yakınlık kavramına murisin sevgi, saygı ve bağlılık duyduğu tüm kişiler örneğin arkadaşlar, nişanlı, öğretmen, öğrenci, ona bakan onu koruyan veya onun baktığı, koruduğu v.b. kişilerde dahildir (MK. 457/1 md.).”
Mirasçının suçun bizzat faili olması şart değildir. Azmettiren sıfatıyla suça katılması da çıkarma için yeterlidir. Çıkarma için mirasçının mutlaka ceza mahkemesinde mahkûmiyet kararı alması gerekmez. Hukuk hakimi olayın ceza hukuku kuralları çerçevesinde değerlendirilmesiyle sınırlı kalmaz. Önemli olan, mirasçının davranışının miras bırakan açısından ağır ve affedilemez bir suç niteliği taşımasıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2023/53 K. 2024/464 T. 25.09.2024:”Miras bırakanın bu sebebe dayanabilmesi için, mirasçının mutlaka suçtan mahkûm olması gerekmez. Başka bir deyişle kesinleşmiş mahkûmiyet kararının varlığı bir koşul değildir; aile bağlarını koparacak seviyede kusurlu ve suç teşkil edebilecek hukuka aykırı bir eylemin varlığı, bu konuda verilmiş bir mahkûmiyet kararı olması aranmaksızın, ispat yükü üzerinde olan tarafça, ispata elverişli delillerle ortaya konulabilecektir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere, bu sebebin varlığının kabul edilebilmesi için suçun “ağır” olması aranmıştır. Hâkimin suçun ağırlığı konusunda takdir yetkisini kullanırken ceza hukuku kuralları bağlamında değil, işlenen fiilin aile bağlarına yaptığı etki bakımından medeni hukuk esaslarına göre değerlendirmede bulunması gerekir.”
2- Aile Hukuku Yükümlülüklerinin İhlâli:
Mirasçının, miras bırakana veya ailesine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini ağır surette yerine getirmemesi hali mirasçılıktan çıkarma sebebidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 25.09.2024 tarihli ve E. 2023/53, K. 2024/464 sayılı kararında; miras bırakanın mirasçısını mirasından uzaklaştırabilmesi için somut olayda hem objektif hem de subjektif unsurların bir arada bulunması gerektiğini vurgulamıştır. Buna göre öncelikle mirasçının eylemi, objektif olarak aile bağlarını koparacak nitelikte olmalıdır. Ancak bununla da yetinilmemekte, eylemin fiilen yani subjektif olarak da aile bağlarını koparıp koparmadığı araştırılmalıdır.
Her iki durumda da çıkarma sebebinin açıkça belirtilmesi gerekir. Sebep gösterilmezse ya da sayılan sebepler dışında bir gerekçeye dayanılırsa çıkarma geçersiz olur (TMK m. 512). Iskat sebebi açık olmalı, belirli bir eyleme, işleme ve davranışa dayanmalıdır. Sadece mirastan ıskat ettim, miras dışı bıraktım, bana ilgi göstermedi vb. gibi gerekçesiz sözler yeterli sayılmamalıdır. Iskat sebebi kabul edilen olayların delillerinin gösterilmesi de mirasçının ıskata itirazı halinde diğer tarafa kolaylık sağlayacağından, tasarrufta yer almalıdır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2016/9952 K. 2018/2354 T. 13.03.2018)
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2019/5522 K. 2020/8054 T. 22.12.2020: “Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur.”
3- Koruyucu Mirasçılıktan Çıkarma (TMK m. 513)
Mirasbırakan, hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan altsoyunu, saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilir. Ancak, bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır.
Miras açıldığı zaman borç ödemeden aciz belgesinin hükmü kalmamışsa veya belgenin kapsadığı borç tutarı mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aşmıyorsa, mirasçılıktan çıkarılanın istemi üzerine çıkarma iptal olunur
Hükümleri
Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamayacağı gibi; tenkis davası da açamaz. Miras bırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş olmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse miras bırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa miras bırakanın yasal mirasçılarına kalır. Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse miras bırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir (TMK. m.511).
Mirasçılıktan Çıkarma İptali Davası
Görevli ve yetkili mahkeme, murisin son yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Murisin son yerleşim yeri bulunmuyorsa vasiyetnamenin okunduğu (açıldığı) yer mahkemesi yetkilidir.
DAVACI: Mirasçılıktan ölüme bağlı bir tasarrufla çıkartılan mirasçıya aittir.
DAVALI: Yasal mirasçılarla birlikte mirasçılıktan çıkarılmadan yararlanan mirasçı ya da mirasçılara karsı açılması gerekir.
İspat Yükü
Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer. Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, miras bırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur (TMK. m.512).
Açık bir yanılma halinin varlığı ispatlanmadığı müddetçe tasarruf edilebilir kısmın geçerli olduğu kabul edilmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2009/18027 K. 2009/19236 T. 09.11.2009:”Somut olayda; mirasçılıktan çıkartılma sebebinin (TMK.md.510/2) varlığı davacı-karşılık davalılar Erol ve arkadaşları tarafından kanıtlanamamıştır. Buna karşılık dosyada; mirasçılıktan çıkartma tasarrufunun, mirasbırakanın çıkarma sebebi hakkında düştüğü “açık bir yanılma” yüzünden yaptığını gösteren bir delil de bulunmamaktadır. Bu durumda “mirasçılıktan çıkartma tasarrufu” mirasbırakanın, mirasında “tasarruf edebileceği kısım” kadar, diğer bir deyişle, mirasçılıktan çıkartılan Eser’in “saklı payı” dışında geçerli olur.”
Mirasçılıktan çıkarma tasarrufunun geçerliliği incelenirken öncelikle, miras bırakanın apaçık bir yanılgı içinde olup olmadığı araştırılır. Eğer çıkarma sebebi gerçeğe aykırı veya hayali bir olguya dayanıyorsa, tasarruf geçersiz sayılır. Böyle bir yanılgı mevcut değilse, bu kez çıkarma sebebinin gerçekten var olup olmadığı değerlendirilir. Bu aşamada çıkarma sebebini ispat yükü, çıkarma tasarrufuna dayanarak mirastan yararlanmak isteyen kişiye düşer. Sebep ispatlanamazsa çıkarma tasarrufu geçerliliğini yitirir. Son aşamada, çıkarma tasarrufunun geçerli olmadığı durumda davacının saklı pay alacağı gündeme gelir. Bu durumda dava, tenkis davası gibi devam ettirilerek mirasçının saklı payı belirlenir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2007/8036 K. 2008/6856 T. 12.05.2008)
Yargıtay 2.HD., E:2011/3874, K:2012/12589 T:10.05.2012: “…Dava, davacı A… altsoyunun kanuni haklarını da etkilemektedir (TMK m. 511/son). Bunedenle A…… çocuklarının da davaya dahil edilmesi, varsa onların da gösterecekleridelillerin toplanması, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Eksik hasımla davaya devamedilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir…”
Yargıtay 2.HD., E:2012/1357, K:2012/3880 T: 27.02.2012:“…Davacılar …… tarihli vasiyetnamenin iptalini istemişlerdir. Miras bırakan A…..vasiyetnamesinde mirastan çıkarma sebeplerini açıklamıştır (TMK.m.510/2). Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin itiraz etmesi halinde bu sebeplerin varlığının ispatı, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer (TMK.m.512/2). Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir (TMK.m.512/3). Miras bırakan vasiyetnamesinde mirasçılıktan çıkarma sebeplerini göstermiştir. Gösterdiği sebebe ilişkin miras bırakanın açık bir yanılgıya düştüğüne ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Davalılar gösterilen sebebin doğruluğunu kanıtlayamamışlardır. Bu durumda Türk Medeni Kanunu’nun 512/3. maddesi uyarınca mirastan ıskatın miras bırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı, başka bir ifade ile davacıların saklı paylarını isteyebileceği ve bu halde davaya tenkis davası olarak devam edileceği düşünülmeden vasiyetnamenin tümden iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır…”