Muris muvazaasında, mirasbırakan ile sözleşmenin diğer tarafı taşınır veya taşınmaz malın devri hususunda anlaşırlar ancak görünüşte olan sözleşmenin niteliği değiştirilir. Mirasbırakanın gerçekte amacı diğer tarafa bağış yapmaktır. Görünüşteki sözleşme genellikle satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak gösterilir. Muvazaada görünürdeki işlem hukuka uygun şekilde yapılmaktadır. Gizli sözleşme hukuka uygun yapılırsa geçerli olacaktır. Gizli sözleşme hukuka uygun yapılmazsa geçersiz olacaktır.
Muris muvazaasında amaç diğer mirasçılardan mal kaçırmaktır. Taraflar arasında yapılan muvazaalı işlem nedeniyle miras payının azalan veya hiç payı kalmayan mirasçı dava açma hakkına sahiptir. Muvazaadan zarar gören mirasçı davada üçüncü kişidir. Muvazaada üçüncü kişi olması nedeniyle davacı iddiasını her türlü delille ispatlayabilecektir.
Muris muvazaası Türk Borçlar Kanunu 18. maddesinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme dışında muris muvazaası davalarında belirleyici olan 1974/1-2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararıdır. Sonraki yargı kabulleri ve kararları bu içtihat çerçevesinde genişlemiştir. Muris muvazaası konusunda dava esasını, ispat hususunu ve diğer hususları belirleyen içtihatlar yol gösterici olmaktadır.
Muris muvazaasının dört unsuru bulunmaktadır;
1-Görünüşteki sözleşme
2-Miras hakkı olanları aldatma kastı
3-Muvazaa anlaşması
4-Gizli sözleşme Muris muvazaası davalarında muvazaanın ispatı, iddia ve savunma her somut olaya göre farklılık göstermektedir. Yargıtay’ın içtihatları doğrultusunda ortaya konulacak iddialar ve savunmalar, bu iddia ve savunmaların ispat süreci alanında hak kaybına uğramamak için uzman hukukçularla yürütülmelidir. Uzman ekibimizle miras haklarınızın korunması için yanınızdayız.
