Bedelsiz kalan senedin kullanılması suçunda esaslı unsur suça konu senedin bedelsiz kalmış ve hukuken geçerli bir senet olmasıdır. Yasada senedin bedelsiz kalması tanımlanmamış olmakla birlikte anlatılmak istenen senet bedelinin ödenmesi veya ödeme yerine geçen hukuki sebeplerin varlığıdır. Bu suç ile korunan hukuki yarar ticari hayatın temelinde olan senetlere olan güvenin devamlılığıdır. Bu suçun faili bedelsiz kalan senedi bilerek kullanan kişi ve mağduru ise bedelsiz kalan senedin borçlusudur. Bu suç hakkında yürütülen davalarda Yargıtay özel dairesinin yakın tarihli iki örnek kararı şöyledir;
15. Ceza Dairesi 2017/36494 E. , 2020/7416 K.
“Sanığın, senedi teminat amacı almadığını, katılana vermiş olduğu borca karşılık olarak aldığını beyan ettiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05/02/2013 gün ve 2012/11-1086 Esas ve 2013/40 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, bedelsiz senedin kullanıldığını iddia eden kişinin bunu yazılı delille ispatlaması gerektiği, katılanın ise senedin verilmesine ilişkin ticari ilişkiye dair yazılı delil sunamadığı anlaşılmakla, sanığın beraatine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.”
15. Ceza Dairesi 2017/30543 E. , 2020/5916 K.
“Katılanın boşanma sürecinde olduğu dönemde eşine nafaka vermemek için kendi aleyhine sanık lehine 100.000 TL bedelli 10/11/2011 tarihli senet tanzim ederek verdiği, sanığın aldığı bu senede ilişkin icra takibi başlattığı ve evini haciz işlemi yapıldığı, katılanın huzursuz olduğu ve senedin iadesini istediği, sanığın 3500 TL vermesi halinde senedi iade edebileceğini söylediğini ifade ettiği, bu suretle sanığın bedelsiz senedi kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği iddia edilen olayda; sanığın savunması, katılan ve tanıkların beyanı, icra takip dosyası ile tüm dosya kapsamından, sanığın ifadesiyle katılandan alacağına karşılık suça konu senedi aldığını, katılanın borcunu ödememesi nedeniyle senedi icraya koyduğunu, mahkemece katılan vekiline süre verilmesine rağmen hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açılmadığı, sanığın savunmasının aksini kanıtlayacak başka bir delilin olmadığı ve sanığın atılı suçtan cezalandırılmasını gerektirecek, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına yönelik gerekçelerine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.”
Yargıtay’ın bu içtihatları ile açıkça ortaya konulan husus bedelsiz senedin ispatında hukuk mahkemelerinde açılacak davaların ve yazılı delillerin önemli olduğudur. Bu suç türünde yürütülen ceza davarında hangi tarafta olunur olunsun uzman hukukçulardan destek alınması gereklidir.