Doktorların mesleklerini icra ederken yaptıkları eylemler sonucunda hastalar ve yakınları açısından bazı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu sorunlarda kusur incelenmesi yapılmaktadır. Her somut olaya göre kusur değerlendirmesinde kast, taksir, ihmal ve hukuka uygunluk nedenleri ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Kusur tespiti incelemesinde yapılan işin niteliği gereği hukuka uygunluk nedeninin varlığı özellikle incelenir.
Uygulamadaki yargılamalar açısından bakıldığında yargıda genel kabul, doktorun hatalı tıbbi müdahalesinin yaralama ve öldürme suçlarını oluşturacağı yönündedir. Doktorların tıbbi müdahaleleri ameliyat, ilaç tedavisi, iğne yapılması, estetik operasyonlar gibi pek çok farklı şekilde olabilmektedir. Davranışların çeşitliliği suç türlerini de etkilemektedir. Doktorlar ve sağlık personeli yaptıkları iş ve tıbbi müdahale nedeniyle kasten yaralama, öldürme, taksirle yaralama veya öldürme, çocuk düşürtme, insan üzerinde deney, kişisel verileri açıklama, görevi ihmal, rüşvet, resmi belgede sahtecilik gibi birçok suçun şüphelisi veya sanığı olabilmektedirler.
Hastaların tıbben uygun teşhis, tedavi ve bakım, bilgi edinme, kendi bilgilerinin gizli tutulması, özen gösterilmesi, tıbbi tekniklerin kullanılması gibi hakları mevcuttur.
Hekimlerin kusurlu sayıldıkları durumlar genellikle hastaların gerektiği gibi aydınlatılmadığı, rızalarının alınmadığı, doğru teşhis ve tedavi uygulanmadığı hallerdir. Hekimler ve sağlık çalışanları için yapılan işin konusunun insan sağlığı olması başvuruların hassasiyetle incelenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk hem hekimlerin eylemeleri için uzman değerlendirmelerinde hem de suç değerlendirmesi yapacak yargı makamları için geçerlidir.
Doktorların öncelikli sorumluluğu doğru teşhis ve tedavi amaçlı müdahaleleri ve tavsiyeleridir. Bu sorumluluğun aksi yönündeki davranışlar hekimlerin idari, hukuki ve cezai sorumluluğunu doğuracaktır. Doktorlar kasıtlı veya taksirli davranışlarının sonucunda ortaya çıkan insan sağlığı zararlarından sorumludurlar. Uygulamada mahkemelere yansıyan olaylardan birkaçı; ameliyat sırasında ameliyat yerinde pamuk, gazlı bez gibi eşyaların unutulması, aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, uygulanan tedavinin yetersizliği, teşhis ve tedavinin yanlışlığı, hastanelerin acil bölümlerine başvuran hastaların şikâyetlerine uygun gerekli testlerin yapılmaması, kötü sonuçlanan estetik operasyonlar, eksik müdahale ile olumsuz sonuçların ortaya çıkmasıdır. Hekimin bu tür olaylardaki eylemleri kast ve taksir durumu sorumluluğunu belirleyecektir.
Doktor hataları için önemli bir konuda hastanın rızasının bulunması ve bilgilendirme yapılmasının sorumluluğu ortadan kaldırmayacağıdır. Yasada aranan usuli şartlar yerine getirilmiş olsa dahi hekimin eylemlerindeki kusur ve ihmal hekimin sorumluluğunu doğuracaktır. Sağlıkla ilgi yaşanan olaylar tüm taraflar için geri dönüşü olmayan sonuçlara neden olmaktadır. Tıp hukuku uzmanlık gerektiren bir hukuk dalıdır. Yaşanılan olaylarda idari, hukuki ve cezai süreci bu alanda uzmanlaşmış hukukçular ile yürütülmesi ortaya çıkacak sonuçları etkileyecektir.
Malpraktis
Hekim veya diğer sağlık çalışanlarının yaptığı müdahale ve işlemlerde tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslekte acemilik veya kurallara uymama sonucu hastanın zarara uğraması halinin tanımıdır. Uygulamada “doktor hatası-hekim hatası”, “tıbbi hata”, “tıbbı yanlış uygulama-tıbbi hizmetlerin kötü uygulanması” olarak da adlandırılmaktadır. Malpraktis durumunda zarara uğrayan kişiler ve yakınları ortaya çıkan zarar için savcılığa şikâyet dilekçesi vererek ceza soruşturması başlatabilecekleri gibi zararın tazmini için hukuk mahkemelerinde tazminat davası açabilirler.
Bu tür davalarda sonucu etkileyen husus ortaya çıkan zararda hekim veya sağlık çalışanları tüm sorumluluklarını tam olarak yerine getirmesine rağmen istenmeyen bir sonuç olarak komplikasyon meydana gelmesidir. Uygulamada görülen davalarda; Adli Tıp İhtisas Kurulu raporlarında her türlü özene rağmen oluşabilecek ve herhangi bir kusur izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği veya tıbbi uygulama sonucu çıkan kusurların komplikasyon olarak değerlendirildiği kabulü yapılmakla illiyet bağı kesilmektedir.
Sağlık uygulamaları kendi alanı içinde risk barındırmaktadır. Sağlıkta riskin tıbbî karşılığı “komplikasyon” olarak ifade edilmektedir. Doktorlar teşhis ve tedavide karşılaşılabilecek riskleri hastaya “aydınlatılma yükümlülüğü” kapsamında ayrıntılı olarak anlatmalıdır. Hasta yapılan bilgilendirmeden sonra rıza göstermiş olmalıdır. Doktor teşhis ve tedavide kendi sorumluluğu kapsamında özenli davranmalıdır. Bu halde ortaya çıkan zarardan hukuka uygunluk nedeniyle sorumlu olmayabilecektir.
Hekimliğin kötü uygulanması olarak da tanımlanan malpraktis sorumluluğu için; doktor-hasta ilişkisinin bulunması, teşhis hatası veya tedavi uygulamasında ihlal, dikkatsizlik, özensizlik bulunması, ortaya çıkmış zarar, yapılan işlemler ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağının bulunması gereklidir. Tıbbı yanlış uygulama-tıbbi hizmetlerin kötü uygulanması hallerinde sağlık çalışanlarının sorumluluğu aynı şartlarda geçerlidir. Hukuka uygunluk hali olmamalıdır.
Doktorların veya sağlık görevlilerinin zarara neden olan eylem ve işlemleri sonucunda;
1-Eylemin ve ihmalin suç teşkil etmesi sonucunda ceza sorumluluğuna,
2-Eylemin ve ihmalin meslek kurallarına aykırılı halinde idari sorumluluğuna,
3-Eylemin ve ihmalin zarara neden olması halinde tazminat sorumluluğuna,
neden olacaktır. Yaşanılan somut olayın özelliklerine, ortaya çıkan zarara ve sorumluluk türüne göre her üç sorumluluktan mesul olunabileceği gibi sadece bir ya da iki sorumluluk türünden sorumlu tutulabilir.
Doktorluk faaliyeti kapsamında doktor tarafından gerçekleştirilen hatalı işlemler sonucu meydana gelen zararlar, yapılan işlemin türüne göre borçlar hukukunda düzenlenen vekâletsiz iş görme, haksız fiil ve eser sözleşmesi hükümlerine göre tazmini tazminat davası açılarak talep edilebilecektir. Tüm süreçlerde hak kayıplarına uğranılmaması için alanında uzman hukukçulardan destek alınmalıdır.