Korona virüs ülkemizde pek çok iş alanını olumsuz etkilemiştir. Pek çok işletme bu süreçte ekonomik sıkıntı içine girmiştir. İşverenlerin ekonomik nedenlerle işçileri işten çıkarmasını engellemek için işten çıkarma yasağı getirilmiştir. İşten çıkarma yasağı ve ekonomik sebeplerin birleşmesi ile işverenler işçiyi kendileri işten çıkaramadığı için istifa etmesi halinde kıdem tazminatının ödeneceği vaadinde bulunmaktadır. Ancak istifa halinde işçi kıdem tazminatını alamayabileceği gibi, işe iade ve işsizlik ödeneği haklarını da yitirebilecek ve işverene ihbar tazminatı ödemek zorunda dahi kalabilecektir.
İşçinin bu şekilde istifa etmeye ikna edilmesi halinde işçinin iradesinin fesada uğratıldığı kabul edilmektedir. İşverenin işçiye tazminatların derhal ödeneceği sözünü vermesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi alması halinde gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde işçi yasadan kaynaklanan alacaklarına hak kazanacaktır.
9. Hukuk Dairesi 2017/11833 E. , 2020/18730K
“Dairemizce bu gibi hallerde feshin işverence gerçekleştirildiği, bununla birlikte işveren feshinin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir (Yargıtay 9.HD. 3.7.2007 gün 2007/14407 E, 2007/21552 K.). İstifa iradesinin bulunmadığına yönelik olarak irade fesadı iddiası tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilir. Somut olayda davacı iş akdini net ücretin düşük gösterildiğini, fazla mesailerin ödenmediğini, mobbing uygulandığını, çalışma koşullarının ağırlaştırıldığını bu nedenle iş akdini haklı neden ile feshettiğini iddia etmiş olup; davalı ise davacının istifa ederek iş akdini sonlandırdığını savunmuştur. Davacının dosyaya sunulan 17.07.2013 tarihli el yazılı istifa dilekçesinde “….. Çalışmakta olduğum şirketinizden özel nedenlerden dolayı 17.03.2013 tarihinden itibaren istifamın kabulünü arz ederim…” yazdığı, yargılama sırasında dinlenen tanıkların ise iş akdinin feshi konusunda beyanda bulunmadığı görülmektedir. Davacının imzası itiraza uğramayan istifa dilekçesindeki beyanı bağlayıcı olup bu belgenin baskıyla imzalatıldığına ve iradesinin fesada uğratıldığına dair dosyada iddia ve bilgi, belge bulunmaması nedeni ile iş akdinin feshine dair iddiaların ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının kıdem tazminat talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.”